Skip to main content

Posts

En çok Kullandığım Cümleler Update 2021

C. Kafalar karışık,  Zul geliyor,  Yapacak hiç bir şey yok,  Olmadı mı olmuyor bazen, (Bu cümle okunuş şekline göre farklılık gösterebilir. Benim kullandıgı anlamı "olmayacak bir şey olmamaya devam eder" gibi.) Olumlu bir şeyler de yaz derseniz: Olacak olan olur zaten, Unutma ki "özel isim" (burda yanımdaki arkadaşıma seslenirim) biz hep dört ayağımızın üstüne düşeriz, Ay çok eğlenceli, İçimden geldi, C.
Recent posts

Hiç bir şey sonsuza kadar sürmez.

 Evet bilginin ışıkları getirdiğini düşünürsek karanlıktayız. Kaç gündür, kaç yıldır, yaşayıp gidiyoruz bu şartları. Ne yapmalıyız? Neden yapmalıyız? Şu sıralar sorulara cevap bulamıyorum. Aramaktayım ama. Çeşitli youtube vdeoları izleyerek, kitaplar okuyarak, bilgi biriktirerek devam ediyorum. Ama hiç biri cevap değil ki. Son iki yıl gerçekten ağır sınavlarla doluydu. Atlatmadık daha hiç birini. Bekleyip görelim. Hiç bir şey sonsuza kadar sürmez. Sevgilerimle C.

Çiçeklerle ilgili yazılara devam: Bana garip gelmişti 2....

Bitkileri ilk edindiğimizde. Hatta belli dükkanlardan satın aldığımızda muhteşem görünüp bir kaç ayda ne yaparsak yapalım kurumaya yüz tutuyorlar. Bunun sebebini de çözdüm arkadaşlar. Aldığımız çiçekler topluca üretiliyor. Karton gibi küçük bir saksıda çelikten yetiştiriliyorlar genelde. Ama ilk bakışta biz bunu göremiyoruz. Getirip yerine yerleştirip gerektiği anlarda suluyoruz. Olması gerektiği gibi. Fakat aklımıza toprağını değiştirmek belki hiç gelmiyor. Ben genelde alır almaz değiştiririm. Ama bazılarını da öylece bıraktığım olur. Bir begonya almıştım vaktinde belediyenin dükkanından. Görseniz o kadar minnoş bişiydi ki. Zaman geçtikçe büyüyemedi yaprakları kurudu. Ben de onu direkt başka toprağa yerleştirdim ama bu kartonun varlığını o an düşünmemiştim bile. Sonra sonra suladıkça kartonun kenarları belirmeye başladı. İzlediğim videolarda da bu çiçeklerin böyle satıldığını, yetiştiği toprağın ortamın yetersiz olduğunu öğrendim. Tabi ki gönlüm el vermedi ve hemen toprağından

Bana Garip Gelmişti

Evet bana garip gelen bir olay bu. Evde yetiştirdiğim bitkilerden biri olan medinilla çok harikaydı. Pembe kocaman sarkan çiçekleri olan bu bitki. Yemyeşil yapraklarıyla gelen misafirleri büyülemişti. Yaz vakti gelince de balkona yerleştirdim onu. Sonrasında üzerinde pamukçuk gibi bir örtü oluşmaya başladı. İçeri aldım yıkadım ilaçladım ne yaptıysan o kumsu pamuksu böceklerden kurtulamadım. Evet çok garip bir yaratıktı bu. Beyaz bit gibi oval şekilli çok bacaklı. Böcekti işte. Bitkileri sarmasından korktum ve medinillayı yapraklarını keserek, çelikleme yöntemiyle çoğaltıp temizlemeye karar verdim. Kestiğim dalları yıkadım suya koydum asıl bitkiyi de ilaca bogup balkona yerleştirdim. Sadece iki dalı topraktan gözüken o eski halinden eser kalmamış bir bitkiydi artık. Kestiğim yapraklar da uzun süre sağlıklı bir şekilde suyun içinde köklenmeyi bekliyorlardı. Bir gün kontrollerim sırasında gördüklerim beni aşırı sinirlendirdi. O beyaz koca kafa bana yaprağın üzerinden bakıyordu. "

Özlüyorum....

Bağımlılıklar. Bağımlılıklarımız..... Şart mı tüm zamanı bir şeylerin dedikodusunu, stalkunu, yaparak geçirmek? Şimdilerde öyle sanıyoruz. Kimin ne yaptığı fazlasıyla umurumuzda. Ne gerek var? Hiç mi hiç merak etmedim. Benim derdim bulamadığım çevre ilgiyi, oralarda aramaktı. Tamam. Ne kadar güzel. Herkes beğendi. Ohhh. E sonra? O da bir yerde yetersizleşti. İnsana ne yetti ki şu evrende. Sürekli ondan bir şeyler isteyen şımarıklar olduk. Ona bir güzellik vermeyerekten hem de. Yazarken kendime yabancılaştıgımı hissediyorum.... İşte bu ruhsal değişimlerin sebebi hep o. Ruhumuzu besleyeceğimize, içine çeken bir elametin ellerindeyiz. Kendimizi çekip almamamız için hiç bir neden yok.... Sevmesinler, bakmasınlar, beğenmesinler... Faydası ne? Oksijenin, suyun, hatta bilakis karbonhidratın, bağımlısı ol. Ye glutenini, ye wafflelarını... Ama bu bağımlılığın farkına var. Milyarlarca insanın olduğu gezegen-i aşkta lütfen kendini önemse ve karar ver. Bir güzel özlü sözle sonlan

Masumiyet

Bir şarkıda "masum kalmak için" yarattıkları dünyadan bahsediyordu. Sorular oluşturdu beynimde anında. Masumiyet nedir? Szölükte suçsuz, günahsız, temiz, tarzı tanımlamalar yapılmış. Suçsuzluk ise göreceli işlense de görecesizdir. Masumiyet görecesiz ise herkes tarafından aynı algılanması gerekmez mi? O yüzden "bence" diyerek başlayamam paragrafıma. Bir çok insan masum değil bu durumda. Suçlarımız günahlarımız vardır mutlaka. Ama büyük resimde de süper masumuz. Ya boyle geveledim ama. Demek istediğim şeye direkt dalmalıydım. Masum değilsiniz. Sizi seven insanları incittiğiniz için. Onları kırdığınız bozdugunuz ve hayatlarını mahvettiğiniz için. Oysa bir hırsızın bile daha masum oldugunu düşünüyorum. Bir arabanızı çaldı diyelim. Ama hayatınız devam ediyor sonunda, bazı insanlar duygusal açıdan daha büyük sonuçlarla karşılaşır ayrılıklarda. Bazı insanlar da bu suç karşısında neleri neleri hakederler de. Masum kişi onu incitecek en ufak bir şeyi yapmaz. İşte bu

Çocuklar geleceğimiz, mi?

Kızlarımızı prenses oğullarınızı kral diye yetiştiriyoruz. Talepkar ve tüm istekleri gerçekleşen bir yeni nesil.  Sonra şikayet etmenin ne kadar kötü oldugunu. Sağlığımıza dokunduğunu söyleyip. Köle gibi itaat eden bir grup oluyoruz biz de. Şikayetten çok olumsuz düşünmeyi bırakıp biz de talepkar olmalıyız. Edit: Bir düşünün yaşlandığımızda karşımıza bu çocuklar dr olarak çıkacak ya da banka memuru. Sonumuz?

Kimseye Etme Şikayet! Ağla İstikbaline !!!

Konuya gelelim mi? Şikayet etmenin zararları var ya da yok. Ama bulunduğun saçmalık durumunu kabul etmek kadar acı veren bir şey olmasa gerek. Tamam belki buna siz şikayet etmek demiyorsunuz. "Bulunduğunuz durumu en iyi hale getirmek için elimizden geleni yapmak gerek" diyorsunuz. şikâyet .–./ ad 1. hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma. eş anlamlısı: yakınma 2. sızlanmak, yakınmak. Sızlanmak diyor yakınmak diyor sözlük. Nesi kötü yakınmanın. Belki de başka yapacak elimizden gelen yok. Biz de yakınıyoruz. Ben de demiyorum "yakınalım, acı çekelim, acındıralım". Ama oldugumuz durumu iyiye götürecekse bence faydalı bile olabilir. Ayrıca bazımız ve hatta ben bizzat ilk okuduğumda "şikayet etmeyin yoksa hasta olursunuz" konulu yazıyı, kafamda karmaşalar oluştu. "Bunu yazan adam bizi sıcak suya konmuş kurbağa mı sanıyor" dedim kendime. Amacı bu değildi açıkca. Ama bir an düşündüm dün otobüs hattı ile ilgili şikayetimi b