Evet bana garip gelen bir olay bu. Evde yetiştirdiğim bitkilerden biri olan medinilla çok harikaydı. Pembe kocaman sarkan çiçekleri olan bu bitki. Yemyeşil yapraklarıyla gelen misafirleri büyülemişti. Yaz vakti gelince de balkona yerleştirdim onu. Sonrasında üzerinde pamukçuk gibi bir örtü oluşmaya başladı. İçeri aldım yıkadım ilaçladım ne yaptıysan o kumsu pamuksu böceklerden kurtulamadım. Evet çok garip bir yaratıktı bu. Beyaz bit gibi oval şekilli çok bacaklı. Böcekti işte.
Bitkileri sarmasından korktum ve medinillayı yapraklarını keserek, çelikleme yöntemiyle çoğaltıp temizlemeye karar verdim. Kestiğim dalları yıkadım suya koydum asıl bitkiyi de ilaca bogup balkona yerleştirdim. Sadece iki dalı topraktan gözüken o eski halinden eser kalmamış bir bitkiydi artık.
Kestiğim yapraklar da uzun süre sağlıklı bir şekilde suyun içinde köklenmeyi bekliyorlardı. Bir gün kontrollerim sırasında gördüklerim beni aşırı sinirlendirdi. O beyaz koca kafa bana yaprağın üzerinden bakıyordu. "Ama bebişim senin orda olmaman lazım."dedim ben tabi. Aldım bu yaprakları bir güzel yıkadım. Bu arada 1-2 ay olmuştu suda yaşamlarını sürdüreli. Tertemiz yaprakları büyük bir huzurla temiz bir bardak suya yerleştirdim.
Ertesi gün, lavabonun yanında güvende bir noktada bıraktığım çiçeklerime bakmaya gittim. Hepsi kurumuş boyunlarını bükmüş ve ölmüşlerdi. Belki dedim bu böceklerle beraber mutlulardı aslında. Belki o böcükleri de kabul etmeliydim, çiçekler onların yokluğuna dayanamamıştı. Birlikte mesutlardı. Anlamalıydım ki bu böcekler aslında çiçeğin hayata tutunmasını sağlayan birer yaratıktı.
Onlarla bir süre barış yaptım o günlerden sonra. Ne ilaç ne başka teknik. O böceklerin de çiçekler gibi baktıgım birer güzellik oldugunu düşündüm.
Tabi bu da bir yere kadar sürdü....
Bitkileri sarmasından korktum ve medinillayı yapraklarını keserek, çelikleme yöntemiyle çoğaltıp temizlemeye karar verdim. Kestiğim dalları yıkadım suya koydum asıl bitkiyi de ilaca bogup balkona yerleştirdim. Sadece iki dalı topraktan gözüken o eski halinden eser kalmamış bir bitkiydi artık.
Kestiğim yapraklar da uzun süre sağlıklı bir şekilde suyun içinde köklenmeyi bekliyorlardı. Bir gün kontrollerim sırasında gördüklerim beni aşırı sinirlendirdi. O beyaz koca kafa bana yaprağın üzerinden bakıyordu. "Ama bebişim senin orda olmaman lazım."dedim ben tabi. Aldım bu yaprakları bir güzel yıkadım. Bu arada 1-2 ay olmuştu suda yaşamlarını sürdüreli. Tertemiz yaprakları büyük bir huzurla temiz bir bardak suya yerleştirdim.
Ertesi gün, lavabonun yanında güvende bir noktada bıraktığım çiçeklerime bakmaya gittim. Hepsi kurumuş boyunlarını bükmüş ve ölmüşlerdi. Belki dedim bu böceklerle beraber mutlulardı aslında. Belki o böcükleri de kabul etmeliydim, çiçekler onların yokluğuna dayanamamıştı. Birlikte mesutlardı. Anlamalıydım ki bu böcekler aslında çiçeğin hayata tutunmasını sağlayan birer yaratıktı.
Onlarla bir süre barış yaptım o günlerden sonra. Ne ilaç ne başka teknik. O böceklerin de çiçekler gibi baktıgım birer güzellik oldugunu düşündüm.
Tabi bu da bir yere kadar sürdü....
Comments