Skip to main content

Posts

Showing posts from July, 2014

Sonunda Bira/ Finalement bière

Biz dün ne içtik ya? O neydi yani? Fena halde ağır biralar....Ancak toplamda bir bardak içerek kendi tarihime geçtim. Oranjeboom ile başladık ilkin. Enteresan bir turuncu renk ve ağır alkol. Boğucuydu ve bira tadını pek alamadıgımı söylemeliyim. Alkolu nasıl yükselttiklerini bilmiyorum bu biraların içinde fakat ekstradan vodka konmuş gibiydi. Hollandia ve Weidmann ise aynı tarz biralar sadece dereceler farklı. Hepsi hollanda birası. Weidmann ise en içebildiğim bira oldu bu üçleme içinde. Aradıgımız tadı bulamadık ve fakat çok şey öğrendik. Alış verişi yaparken farklı farklı biralar almak da bu durum için yerinde bir karar olmuş gibi görünüyor bana...Bundan sonra bilinmiş markalardan şaşmayacağım sanırım her ne kadar maceracı olmaya çabalasam da. Hollandia %12 / Weidmann %14 / Oranjeboom %16 Dün ayrıca Lebanon isimli bir mekanda da akşam yemeği olarak pizza yeme şerefine eriştim. Oldukça rahat bir ortam servis normal denecek kadar iyi. Çeşit çok. Ayrıca nargile bile var. Servis h

Olanlar

Oran'da bir ramazan ayının sonuna gelirken neler yaşamışım neler diyebilirim. Bir gün kendi pişirdiğim poğaçayı yiyerek sabah servis beklemeye çıktıgımda acayip bir tepkiyle karşılaşmam bunlardan biri. Hayır anlamadıgım sana ne ? Bu yaptıgın hareket ne kadar müslümanca. Bu kafanın çocukları öldüren pisliklerden ne farkı var? Tamam bende de bir unutkanlık olduysa da. Bunun kendi can sağlığım açısından büyük bir hata oldugunu kabul ediyorum. Hata bende. Zihniyet bu çünkü bu ülkelerde normal. Ayrıca bu zaten Türkiye'de de boyle. Sadece benim o anlık reflekslerimin iptal olmasıyla alakalı. Kendi ülkemde de boyle yani. Alışmış olmam lazım. Sonrasında sokakta bir kadın başına da yürümek laf yemene sebebiyet bu tür ülkelerde. Ya nolur aklınızı başınıza alın. Bu neyin saçmalaması. Yolda kendi halinde yürüyen kişiye laf atma hakkını nereden buluyorsunuz? Bazı şeyler var ki hiç aklım almıyor. Normal diyorum ama normal değil. İşin garibi hiç yabancılık çekmiyorum. Aynı şeyler

Ramazan Nights! ow yeah!

Yorgunluktan ölüyorum. Dün gece geç saatlere kadar dışarıdaydık. Ramazan kafasına uyduk. Güzel de oldu bana sorarsanız. Tek sıkıntı sabah yaşanan uykusuzluk, baş ağrısı, hiç bir şey içmesende varolan akşamdan kalmalık hissi... Tek sıkıntı diyorum çünkü üçü de sonuç olarak baş ağrısı...Tabi sabah işe de gecikmiş oluyorum, uyuyakalarak kendimi aştım. Daha önce hiç bu kadar uyuya kalmamıştım sanki... Gel gelelim ne yaptım ki bu kadar.. Denize gittik ilk olarak. Sabah neyse ki! 12 de uyandım ve erken kalkan yol arkadaşlarımı beklettim. Gerçi çok beklemediler sadece ben yarım yamalak hazırlandım. Hatta havlu dahi götürmemiştim. Ain el Turk'e gittik Ahmed Emin arkadaşımız bizi arabasıyla götürdü plaja. Taksiye de binilebilirmiş ama Ahmed götürürüm ben sizi dediğinden rahat etti içimiz ve teşekkürleri sunarak onun arabasına atladık. Ain el Turk vilayeti 1 saatten az mesafede Oran şehir merkezine.Oran'dan biraz farklı tabi. Henuz orayı pek çözemedim çünkü sadece plajında vakit ge

Enteresan Oran

Burda herşey çok enteresan. İnsanın çogu ürüne ulaşamadıgı bir yer. Çoğu ihityacımız sandıgımız eşyanın olmazsa olmaz olmadıgını anlıyoruz. En çok değerli olan ise yemek şuan benim için. Şöyle evde pişmiş lezzetli bir yemek. Çünkü fast food dahi bulamıyoruz ramazanda heryer kapalı daha önce de sıklıkla belirttiğim gibi. Bu sebeple gerçekten yeni iş arkadaşlarım komşularım ve kankalarımın beni yemege çağırmaları ayrı bir güzellik oluyor. Onlardan feyz alıp ben de yemek yapmayı istiyorum ama daha vakit bulamadım gezmelerden. Uyumaya ancak yetiştiriyorum vakti şu sıra. Neler mi yapıyorum ... Dondurma yiyorum denebilir kısaca. Şehrin sağını solunu keşfediyorum. Opera binasını gördüm mesela. Şirin tatlı bir görüntüsü var dışardan, yakın zamanda da içine giriciz diye ummaktayım.  Bir önceki cuma ise iftar yemegi verdi şirketimiz. Eğlenceli kaynaşmalı insancıl bir ortamdı. Taze malzemelerden yapılmış çeşit çeşit yemek yemenin zevkine vardık sonunda. En sonunda  da geçen gün yeni evi

Oran Şehir merkezi

Sonunda şehir merkezine gündüz vakti gidebildim. Sokaklar dedikleri gibi fransız mimarisinden oldukça etkilenmiş binalarla dolu. Tabi dillerinde oldugu gibi burda da herşeyi katmışlar içine. Güzel de olmuş aslında ama. Kendi içinde bir kargaşası varsa da düzenli de görünüyor. Front de mer (Denizin Kıyısı) dedikleri cadde sahilyolu bu şehrin. Tüm lüks evler bu bölgede "imiş". Hemen aşagısı ise liman. Bu liman görsel güzelliği bozsa da bana farklı geldi. Beyaz binaları mavi panjurları ile de tipik bir akdeniz şehri hali var. Güvercinleri ve martıları hep tanıdık. Söylediğim gibi ramazan oldugundan sokakta pek insan da yok. Resimlerde görüldüğü gibi de kafeler, restoranlar, dükkanlar, çogunlukla kapalı. 11'den sonra açıldıgından ise şüphem yok Buraya gezmeye gelmediğimin bilinciyle, iş sonrası, enteresan para bozdurma işi için şehre indim ve ilk izlenimlerim bunlardı. Umarım bu para işlerini de çözerek sizlere nasıl burada hayatta kaldıgımı da anlattıgım b

Oran Tatlıları.....

Gel gelelim ne yedim ne içtim bu güzel yerde... Aslında ramazan dolayısıyla öğle ve akşam yemeklerinde açık yer yok tabi kahvaltıda da. Fakat ekip arkadaşlarım aynı zamanda kamp komşularım "tatlı sever" olduklarından. Bir kaç akşam tatlı ve dondurma yemek için 11 gibi dışarı çıktık. Burda 11de açılıyor mekanlar ve gençler sokaklara dökülüyor. Baya kalabalık oldugunu ve enteresan bolgelerde yogun toplaşmalar oldugunu soyleyebilirim. sabah çöl gibi olan yerler akşam vaha oluyor. Öncelikle burda bir dondurma furyası mevcut. Çılgınca dondurma yiyorlar. Ama haklılar da. Gerçekten mükkemmel bir dondurmacı mevcut. "Bac 2 Glace"isminde çeşit çeşit meyveli tatlar aynı zamanda tiramisu, ferrero, gibi enteresan aromalı dondurmalar var iki topu 200DZD ve de. Bir topu bile haydi haydi fazlasıyla yeter fekat insan merak ediyor ve iki top alıveriyor.  Yediğiniz dondurma "neyse o" şeklinde tanımlanıyor aramızda. "Smööy" ise menşei ne oldugunu pek çözeme

Oran'da çalışma - İlk izlenimlerim

 Oran şehri için "Kıbrısı hatırlatıyor ama havası daha güzel" diyebilirim ilk olarak. Şehre ilk indiğinizde sarı topraklar ve çorak görünüm dikkati çekiyor. Bir çok farklı kaktüs çeşidi var özellikle bolca aloevera gördüm diyebilirim. Belli kısımlarda maki tarzı kısa ağaçlar görülüyor. tipik bir Akdeniz şehri. Mesafeler oyle çok uzak uzak değil aslıda. Havalimanından beni alan araç yaklaşık 5-10 dk'da beni kalacağm yere getiriyor. Odaya geçtiğimde sürprizle karşılaşıyorum. Deniz uçsuz bucaksız tertemiz masmavi.  Bir süreliğine kampta kalacağım  odada banyo mevcut. Genel olarak rahat bir oda. Tek sorun kampta tek kadın olmam. İnsanlar genel olarak iyi. Çoğu zaten iş arkadaşlarım oldugundan Türkler yoğunlukta, cezayirli olanlar ise mesafeli ve sakin görünüyorlar. Henuz adetlerini çok çözemediğimden pek iletişim kurmuyorum "merhaba/nasılsın" şeklinde. Şehir merkezinde ramazanda pek kimse dışarıda olmuyormuş fakat 22:00 sonrasında insanlar sokakta ve baya kalaba