Skip to main content

Posts

Showing posts from August, 2015

Ex Machina - F..k Machina - S.k Machina - Ne umdum ne buldum dilemmması?

Zamanımı harcadığı için yönetmeninden dekorcusuna saydırmak istediğim bu film; göya bildiklerimizi sorgulatıyor. Öyle mi? HahAHAHA ayrıca hohohoho. Woody amca yazsaydı yapsaydı şaşırmazdım, öylesi bi film işte. Bütçeyi coşturalım şöyle ortaya ışıklı bir ana karakter koyalım herkesin beyninde mıncıklama yaratalım kafası eskidi arkadaşlar. Yahu. Cidden sinirlendim filme.

George R.R. Martin Kafası

Abicim sen ne ettin ya? Bu insanlığı komplo teorileri geliştirmek yerine olası gelecek bölümlerin (kitapların) teorileri ile doldurdun. Tamam daha önce de bu tarz beyin mıncıklayan dizilerle karşı karşıya geldi bu izleyici. Ama bu sefer bi başka. Daha akışkan bilgi şu anda. Düşünceler gırla gidiyor. Kötü olduğundan değil hezeyanım. Tamamen kafa karışıklığımdan. Şimdi empati yapayım diyorum. Ommm. G amcanın kafasında ne komedi dizileri varmış meğer. Asıl komedinin içinde kendisi. Kafasından uydurduğu hikayeler, milyonların kafaları karışıtırınca, nasıl hissediyordur. Biliyorum o suratındaki hınzır gülüşün nedenini şuan. Seni gidi G amca. Hepimizi çeşitli teoriler üretmeye itmesi bir başarıyken. Bunu bilinçli yaptığını düşünüyorum, hatta biliyorum. Ama içinden diyor ki. "Raad olun gencler herşeyi düşündüm ben önceden paniklemeyin ayrıca da fazla dürtüklemeyin. Komik oluyorsunuz." Çok pis kafalar yaşıyor ben size söyleyeyim. Pffff diye gülmesi mi dersiniz, göz devirmeleri mi

Zombi Gerçekleri Masaya Yattı Bu Yazımda.

Günün özetini geçip sizi mutlu hayatıma ortak etmeyeceğim bir bloguma daha hoş geldiniz. Dolu dolu günlerimi paylaşıp sizi üzmeyeceğim. Sadece teorilerimden birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Küçük şirin bir istek. -"Zombilerin asıl gerçeği" Geçenlerde çok harika bir mantar kavurması hazırladım. Lakin bir kısmını yemek nasip olmadı. Her akşamı dışarıda geçiriyor olduğumuzdan. Bu mantarcıklar dolapta yaklaşık bir ay bir kutucuk içinde yattılar. Dün akşam dolabı temizlerken bu kutuyu açarak bu teoremime girizgahı yaptım ve de. Dolabı temizlemek diyip olayı büyütmeme bakmayın. Sadece bu mantarları çöpe attım anlayacağınız. O küçük kutunun kapağını açmak ise yaptığım en büyük hataydı o gece. Büyük bir hata derken abartmıyorum. O korkunç çürüme kokusunu yoketmek bir sirkeli deterjana bakıyorduysa da. Kokuyu anlatmama kelimeleri nasıl yettiririm bilemiyorum. Hani eskiden şehre yakın çöp yığınlarına teğet geçerdik ya. O kokuyu hepimiz çok iyi hatırlarız. Ama gene kelimelere

Okumayın bu blogu daha.....

Neden söz etmeliyim şuan karar veremedim. Günün sonunu özetlemek istedim belki. Oldukça üretken bir gün oldu bu. Meraklanmayın bloga birşeyler eklemediysem tamamen nedeni unutmuşluğumdur. Geçen gün bir arkadaşım "neden yeni birşeyler karalamıyorsun bloga" diye sormasa yazmak gelmez idi aklıma. Unutmak iyi bir bahane bence. Geleyim mevzularıma. Tekrar saçımı kestirme arzusuyla yanıp tutuşan ben bir kaç gün sürüncemeden sonra zincirleri kırdım. Gittim kestirdim aynı model. Aynı olması sadece bi içime sinmedi. Küçük farklılıklar var halbu ki. Artık rengi daha koyu görünüyor. Artık daha usturuplu katları var. Biraz sıraiçi oldu ama idare ederim diyorum. Sonra şu herkesin çılgınca boyadığı kitapları varya. Daha anlamadım ben o kavramı ama vakit öldürmeye birebir bi aksiyon. Aksiyonun doğası gereği vakit katloluyorsa da daha önce yazılarımda belirttiğim gibi zaman yok. O sepetten raad olun ve boyayın.(laa resmen şu mottolar gibi oldu) Konuyu dağıttım biliyorum. Legalize et