Skip to main content

Şanslı mıyım?

Bazı İnsanlar ne kadar mutlu oluyorlar dimi? Bu bir rahatsızlık olsa gerek. Beni rahatsız ediyor mu?
Etmiyor demek isterdim. Tüm Tereza'lığımla. Ama ediyor n'aparsın........
Sanırım bunu kabullenmem en dogrusu olacaktır. Yani en aziz-cesi.
Aziz maziz değilim ben. İyi de değilim. Kötüyüm.Nu hahahahah !!!!!!
Yani oracıkta ben acıdan kıvranırken gülücükler fışkırtarak kırlarda koşuşan Heidi...........
Şimdi bu çizgifilm karakteri mi aziz yani?
Anlamıyorum adalet sistemini. Yok böyle birşey. Mutsuzum arkadaşım.Tamamen değil ama bir kısım mutsuzum.
Heidi etrafımda halkalar çizince mutsuzlugumla yarattıgı kontrast-tan da hoşlanmıyorum.

Belki de şu açıdan düşünmek gerekiyor. Bu koşturma neşe çabası bir şeyleri gizlemek için mi?
Yani diyorum ki: Heidi çok mutsuz. Benden mutsuz.. Oh be!
Gizleyemezsin görüyorum içini bebek.

Mutluluk kalıcı olamaz ne yazık ki çocuk! Bir anlık durumdur. Grip gibi demiştim ya! Demiştim daha önce demiştim.
Yani hastalıktır arada yakalanırsın arada seni bırakır. Bazen de sürekli mutlu görünürsün. Böyleysen de oyuncusundur.
en pis bir yalancısındır.


Şartların vardır; pembeysen mutlusundur, uçuyorsan ya da belki şekerden mutlusundur. Koşullar sağlanırsa mutlusundur.
"Sağlama koşulları" , "mutlu" ol olacak şey değil.
Tamam peki tamam ben de yalancı mutluyum arada. Ama diğer beni sevmeyeceksiniz. Sevmezseniz de sevmeyin be!
Ne gerek?




Şimdi Heidi kelebeğini kışkışlama zamanı. Mutluyum o yoksa mesela. Etrafımda dolanmasın en azından.
Normal bir insanın hissettiği gibi mesud olmak istiyorum. Maskem yok.

Şartlarım var. Şu aralar "az"ı mevcut. Ama olsun bu da bişey. Polyanna en azizi işte.
Bana bu oyunu iyi ki öğrettin ey kutsal . Kendini kandırmak değil bu. Matematik.
Basit .... Sıfırsa sıfırdır. O zaman daha haklıdır.
Şanslıyım:)

Comments

Popular posts from this blog

Çiçeklerle ilgili yazılara devam: Bana garip gelmişti 2....

Bitkileri ilk edindiğimizde. Hatta belli dükkanlardan satın aldığımızda muhteşem görünüp bir kaç ayda ne yaparsak yapalım kurumaya yüz tutuyorlar. Bunun sebebini de çözdüm arkadaşlar. Aldığımız çiçekler topluca üretiliyor. Karton gibi küçük bir saksıda çelikten yetiştiriliyorlar genelde. Ama ilk bakışta biz bunu göremiyoruz. Getirip yerine yerleştirip gerektiği anlarda suluyoruz. Olması gerektiği gibi. Fakat aklımıza toprağını değiştirmek belki hiç gelmiyor. Ben genelde alır almaz değiştiririm. Ama bazılarını da öylece bıraktığım olur. Bir begonya almıştım vaktinde belediyenin dükkanından. Görseniz o kadar minnoş bişiydi ki. Zaman geçtikçe büyüyemedi yaprakları kurudu. Ben de onu direkt başka toprağa yerleştirdim ama bu kartonun varlığını o an düşünmemiştim bile. Sonra sonra suladıkça kartonun kenarları belirmeye başladı. İzlediğim videolarda da bu çiçeklerin böyle satıldığını, yetiştiği toprağın ortamın yetersiz olduğunu öğrendim. Tabi ki gönlüm el vermedi ve hemen toprağından

Bana Garip Gelmişti

Evet bana garip gelen bir olay bu. Evde yetiştirdiğim bitkilerden biri olan medinilla çok harikaydı. Pembe kocaman sarkan çiçekleri olan bu bitki. Yemyeşil yapraklarıyla gelen misafirleri büyülemişti. Yaz vakti gelince de balkona yerleştirdim onu. Sonrasında üzerinde pamukçuk gibi bir örtü oluşmaya başladı. İçeri aldım yıkadım ilaçladım ne yaptıysan o kumsu pamuksu böceklerden kurtulamadım. Evet çok garip bir yaratıktı bu. Beyaz bit gibi oval şekilli çok bacaklı. Böcekti işte. Bitkileri sarmasından korktum ve medinillayı yapraklarını keserek, çelikleme yöntemiyle çoğaltıp temizlemeye karar verdim. Kestiğim dalları yıkadım suya koydum asıl bitkiyi de ilaca bogup balkona yerleştirdim. Sadece iki dalı topraktan gözüken o eski halinden eser kalmamış bir bitkiydi artık. Kestiğim yapraklar da uzun süre sağlıklı bir şekilde suyun içinde köklenmeyi bekliyorlardı. Bir gün kontrollerim sırasında gördüklerim beni aşırı sinirlendirdi. O beyaz koca kafa bana yaprağın üzerinden bakıyordu. "

Kimseye Etme Şikayet! Ağla İstikbaline !!!

Konuya gelelim mi? Şikayet etmenin zararları var ya da yok. Ama bulunduğun saçmalık durumunu kabul etmek kadar acı veren bir şey olmasa gerek. Tamam belki buna siz şikayet etmek demiyorsunuz. "Bulunduğunuz durumu en iyi hale getirmek için elimizden geleni yapmak gerek" diyorsunuz. şikâyet .–./ ad 1. hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma. eş anlamlısı: yakınma 2. sızlanmak, yakınmak. Sızlanmak diyor yakınmak diyor sözlük. Nesi kötü yakınmanın. Belki de başka yapacak elimizden gelen yok. Biz de yakınıyoruz. Ben de demiyorum "yakınalım, acı çekelim, acındıralım". Ama oldugumuz durumu iyiye götürecekse bence faydalı bile olabilir. Ayrıca bazımız ve hatta ben bizzat ilk okuduğumda "şikayet etmeyin yoksa hasta olursunuz" konulu yazıyı, kafamda karmaşalar oluştu. "Bunu yazan adam bizi sıcak suya konmuş kurbağa mı sanıyor" dedim kendime. Amacı bu değildi açıkca. Ama bir an düşündüm dün otobüs hattı ile ilgili şikayetimi b