Skip to main content

Zıtlık

Hep birşeylere zıt gittim... Sanki anarşik olmak mohum idi...
Ama hiç de oyle biri değilim ki çok çabalamam gerekti bunun için.
O sebepten işte çok yanlışlar yaptım. İyi de ettim.
Sonra sonra zıtlaşmaktan öyle çok yoruldum ki. Ama öğrenemedim tersini.
İnsanları aldım markajıma. Anlayamadım nasıl yapıyorlardı bunu.
Ben yapamam işte o kadar.

Her zaman indadına dogru söyledim. Hiç yalan da soyleyemem zaten ben.
Ama o kadar dogrucu olunca da yalanlar karşısında yalancı oldum. Bunu da sineye çektim.
E be Ceren cesaret işte dedim. Cesur ol. Hep de oyle olmuşumdur. Korkmadım ya da korktum da üsteledim. Bahsettiğim cesaret yol sorma çekincesine karşı koymak gibi bir cesaret değildir yanlış olmasın. Ben dogru söyelersem olacaklardan korkmadım işte.

Bazı şeyleri de söylemediysem de içten inanmadıgımda soylemedim. İnanmadıgımı da savunacak kadar iki yüzlü olamadım. Kartlarımı hep açık oynadım anlayana.
Beni tanımak o kadar da zor değildi ama hep yanlış anlaşıldım.
Yaftalara sıgdırılacak değildim elbet ama yapanlar olduysa onların zihnine yazıktır derim.

Hadi bakalım dürüstlükse dürüstlük. İnadına dogru soyleyeceğim.... Gocunacaksanız defolma hakkınızı saklı tutun..

Babay canlarım

Comments

Popular posts from this blog

Çiçeklerle ilgili yazılara devam: Bana garip gelmişti 2....

Bitkileri ilk edindiğimizde. Hatta belli dükkanlardan satın aldığımızda muhteşem görünüp bir kaç ayda ne yaparsak yapalım kurumaya yüz tutuyorlar. Bunun sebebini de çözdüm arkadaşlar. Aldığımız çiçekler topluca üretiliyor. Karton gibi küçük bir saksıda çelikten yetiştiriliyorlar genelde. Ama ilk bakışta biz bunu göremiyoruz. Getirip yerine yerleştirip gerektiği anlarda suluyoruz. Olması gerektiği gibi. Fakat aklımıza toprağını değiştirmek belki hiç gelmiyor. Ben genelde alır almaz değiştiririm. Ama bazılarını da öylece bıraktığım olur. Bir begonya almıştım vaktinde belediyenin dükkanından. Görseniz o kadar minnoş bişiydi ki. Zaman geçtikçe büyüyemedi yaprakları kurudu. Ben de onu direkt başka toprağa yerleştirdim ama bu kartonun varlığını o an düşünmemiştim bile. Sonra sonra suladıkça kartonun kenarları belirmeye başladı. İzlediğim videolarda da bu çiçeklerin böyle satıldığını, yetiştiği toprağın ortamın yetersiz olduğunu öğrendim. Tabi ki gönlüm el vermedi ve hemen toprağından ...

En çok Kullandığım Cümleler Update 2021

C. Kafalar karışık,  Zul geliyor,  Yapacak hiç bir şey yok,  Olmadı mı olmuyor bazen, (Bu cümle okunuş şekline göre farklılık gösterebilir. Benim kullandıgı anlamı "olmayacak bir şey olmamaya devam eder" gibi.) Olumlu bir şeyler de yaz derseniz: Olacak olan olur zaten, Unutma ki "özel isim" (burda yanımdaki arkadaşıma seslenirim) biz hep dört ayağımızın üstüne düşeriz, Ay çok eğlenceli, İçimden geldi, C.

Özlüyorum....

Bağımlılıklar. Bağımlılıklarımız..... Şart mı tüm zamanı bir şeylerin dedikodusunu, stalkunu, yaparak geçirmek? Şimdilerde öyle sanıyoruz. Kimin ne yaptığı fazlasıyla umurumuzda. Ne gerek var? Hiç mi hiç merak etmedim. Benim derdim bulamadığım çevre ilgiyi, oralarda aramaktı. Tamam. Ne kadar güzel. Herkes beğendi. Ohhh. E sonra? O da bir yerde yetersizleşti. İnsana ne yetti ki şu evrende. Sürekli ondan bir şeyler isteyen şımarıklar olduk. Ona bir güzellik vermeyerekten hem de. Yazarken kendime yabancılaştıgımı hissediyorum.... İşte bu ruhsal değişimlerin sebebi hep o. Ruhumuzu besleyeceğimize, içine çeken bir elametin ellerindeyiz. Kendimizi çekip almamamız için hiç bir neden yok.... Sevmesinler, bakmasınlar, beğenmesinler... Faydası ne? Oksijenin, suyun, hatta bilakis karbonhidratın, bağımlısı ol. Ye glutenini, ye wafflelarını... Ama bu bağımlılığın farkına var. Milyarlarca insanın olduğu gezegen-i aşkta lütfen kendini önemse ve karar ver. Bir güzel özlü sözle sonlan...