Skip to main content

Gizli hislerim var...

Söyleyemeyeceğim ve kendime sakladıgım bir sürü sıkıntı daraltı karaltı. Ama yancısı olarak da güzel şeyler çok. Bi tur insanlarla küsüşülüyor. Bir tur iş-aile bireylerimle kavgalar. Sonuçta herşey olacağına varıyor. Gidenler tatile dönüyor :)

Kankitom tontiş Özgür'den bahsedeyim bari. Adam gitti geldi bize sigara sarma makineleri getirdi sağ olsun. Sigara içmeye başlamış olduk boylece ;) Ya da bırakmış olduk. İki adet makine var şimdi. Biri sadece kağıtla sarılarak kullanışıyor,  diğerinin de filtreli tüpleri var. İkisi de eğlenceli oyuncaklar.
Burada görmüş oldugunuz klasik sarma makinesi. Çok da basit bir kullanımı var. Aslında illa teknik davranmaya gerek yok. Sadece mantıgınızı kullanıp sarabilirsiniz dolmanızı.
Aşağıdaki de makine gibi bişi içine tüp koyuluyor. Boş ve filtreli sigara dışı. İlkin tabi tütünü koyuyoruz sonra iyice yerleştirip kapatıyoruz sonra da tübü yerine yerleştiriyoruz. İleri geri çekmek gerek bir de. Sonra voila; Sigaranız hazır....



Açıkcası bu oyuncaklarla oynadık dün bütün gece kabul etmeliyim. Nasıl sigara sarılır adlı dersi başarıyla geçtik her birimiz. Resmen bir etud edasında tamamlandı. Tabi sonunda scrabble da oynamak başka bahara kaldı.

Böyle bir gündü işte.... Okuyanlara teşekkür ediyorum... öptüm...


Comments

Popular posts from this blog

Çiçeklerle ilgili yazılara devam: Bana garip gelmişti 2....

Bitkileri ilk edindiğimizde. Hatta belli dükkanlardan satın aldığımızda muhteşem görünüp bir kaç ayda ne yaparsak yapalım kurumaya yüz tutuyorlar. Bunun sebebini de çözdüm arkadaşlar. Aldığımız çiçekler topluca üretiliyor. Karton gibi küçük bir saksıda çelikten yetiştiriliyorlar genelde. Ama ilk bakışta biz bunu göremiyoruz. Getirip yerine yerleştirip gerektiği anlarda suluyoruz. Olması gerektiği gibi. Fakat aklımıza toprağını değiştirmek belki hiç gelmiyor. Ben genelde alır almaz değiştiririm. Ama bazılarını da öylece bıraktığım olur. Bir begonya almıştım vaktinde belediyenin dükkanından. Görseniz o kadar minnoş bişiydi ki. Zaman geçtikçe büyüyemedi yaprakları kurudu. Ben de onu direkt başka toprağa yerleştirdim ama bu kartonun varlığını o an düşünmemiştim bile. Sonra sonra suladıkça kartonun kenarları belirmeye başladı. İzlediğim videolarda da bu çiçeklerin böyle satıldığını, yetiştiği toprağın ortamın yetersiz olduğunu öğrendim. Tabi ki gönlüm el vermedi ve hemen toprağından

Kimseye Etme Şikayet! Ağla İstikbaline !!!

Konuya gelelim mi? Şikayet etmenin zararları var ya da yok. Ama bulunduğun saçmalık durumunu kabul etmek kadar acı veren bir şey olmasa gerek. Tamam belki buna siz şikayet etmek demiyorsunuz. "Bulunduğunuz durumu en iyi hale getirmek için elimizden geleni yapmak gerek" diyorsunuz. şikâyet .–./ ad 1. hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma. eş anlamlısı: yakınma 2. sızlanmak, yakınmak. Sızlanmak diyor yakınmak diyor sözlük. Nesi kötü yakınmanın. Belki de başka yapacak elimizden gelen yok. Biz de yakınıyoruz. Ben de demiyorum "yakınalım, acı çekelim, acındıralım". Ama oldugumuz durumu iyiye götürecekse bence faydalı bile olabilir. Ayrıca bazımız ve hatta ben bizzat ilk okuduğumda "şikayet etmeyin yoksa hasta olursunuz" konulu yazıyı, kafamda karmaşalar oluştu. "Bunu yazan adam bizi sıcak suya konmuş kurbağa mı sanıyor" dedim kendime. Amacı bu değildi açıkca. Ama bir an düşündüm dün otobüs hattı ile ilgili şikayetimi b

Olumlu düşünme dersi 3- control your mind sir!

Beynimize pıtpıt vurup gazını aliciiz. Şu şekil; mutlu edecek şeyleri düşündük, yaptık hatta, hatta minnettar olduk, çok güzel çok tatlı pamuk gibi olmadık mı? Güzel müzikler dinleyerek, kedi vidyoları izleyerek, kendimizi kızgın kumlardan serin sulara atarak, çılgınca dansederek, bunu çok da kolay başarabiliriz. Sadece neden mutsuz oldugumuzun önemi olmadıgını anlamak gerek.  Önemli olan o an var oldugumuzu, hayatta oldugumuzu, sahip oldugumuz güzel şeyleri, düşünerek kendimizi gerçeğe döndürmemiz. Gerçek neydi? Gerçekler bizim için o an o saniye düşündüklerimizden ibaret. Masada otururken karşıya bakıp gördüğümüz su bardağı kadar gerçek. Aslında anlaşıldığı üzre hiç bir şeyi kontrol etmiyoruz. Var olan durumun farkına varıyoruz. Cebinizde yeterince paranız var mı? Sağlığınız yerinde mi? Sevdikleriniz etrafınızda mı? Ve benzeri şeylere dikkatimizi çekeceğiz... Olay bu.  Kontrol felan yok yani sizi kandırdım.  Hahha... Tamam tamam bu gün az yazdım hadi bakalım. Görü