Skip to main content

Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz

Evet şuan boyle düşünüyorum... Ne kadar kahramanca değil mi? Ama korkmuyor da değilim. Kahramanlar korkmaz diye bir kaide var mıdır? Yok. Baktım yok....

Korkuyorum çünkü olanlar olmuşlar olacaklar acıtıyor. Acı verici her saniyesi aslında. Neresinden tutsan çok şiddetli hem de. Çok dogru bir yolda ilerliyorum. Sonunda kendime Tayland'da bir plajda uzun bir tatil vadediyorum çünkü. Olabilir yapılabilir. Düşünsene her şey oyle güzel koymuş yerine oturmuş ki. Sonunda tatil kazanmışım. Cepten hem de:)



Sonunu düşünüyorum yani demek oluyor bu ve de kahraman da olamayacağım demek.
Sonunda ödül hazırlıyorum kendime her kahraman da boyledir hacılar. Sonunda kızı öper ya da paraya para katar bişi olur. Ne bilim bir getirisi olur sanki....

Aman olmayı versin:)


Koyverelim rahvan gitsin. En sevdiğim mottolardan biri de bu zaten...... Anam ne vazgeçmişlik kaybolmuşluk. Tamamen belirsizlikler içinde.. Her zaman boyle değil miydi ki? Şuraya gelirken neyle karşılaşacağımı asla bilemezdim. Bilemedim de. Herşey çok iyiydi. En başta. Şimdi koyverdim hacılar.

Hala sonunu düşünüyor muyum? Düşünmüyorum. Ama olumlama da yapamıyorum. Kaybettim son bir ayda bu yetimi. Buroda oturmak mail beklemek bana göre değil. Ve bu konumu değişmezsem. Olacaklar aynı ve boyle devam edecek. Aslında bu durum değişmeli... Bunu değiştirmek için de kahramanlık denemelerimden vaz geçemeyeceğim.

Hah işte oldu mu? Nedenim bu. Oldugum yerde duramamam. Oldugum gibi kalamamam. Değişmem.
Değişiyorum mutluluk küpünden, sonunu düşünmeyen kahraman çıkardım. Gitmem lazım hacılar. Gitmek lazım. Burdaki herşeyi güzelliği ile bırakmam lazım. Nolur olsun.... Ceren kaçar....


Haaaa sonunda gene tatil var o tatil orda bir yerde.... aman keşke şimdi gideymişim :))))))))
Gidebilir miyim? Evet aslında.
Hadi o zaman orda görüşürüz....



Comments

Popular posts from this blog

Çiçeklerle ilgili yazılara devam: Bana garip gelmişti 2....

Bitkileri ilk edindiğimizde. Hatta belli dükkanlardan satın aldığımızda muhteşem görünüp bir kaç ayda ne yaparsak yapalım kurumaya yüz tutuyorlar. Bunun sebebini de çözdüm arkadaşlar. Aldığımız çiçekler topluca üretiliyor. Karton gibi küçük bir saksıda çelikten yetiştiriliyorlar genelde. Ama ilk bakışta biz bunu göremiyoruz. Getirip yerine yerleştirip gerektiği anlarda suluyoruz. Olması gerektiği gibi. Fakat aklımıza toprağını değiştirmek belki hiç gelmiyor. Ben genelde alır almaz değiştiririm. Ama bazılarını da öylece bıraktığım olur. Bir begonya almıştım vaktinde belediyenin dükkanından. Görseniz o kadar minnoş bişiydi ki. Zaman geçtikçe büyüyemedi yaprakları kurudu. Ben de onu direkt başka toprağa yerleştirdim ama bu kartonun varlığını o an düşünmemiştim bile. Sonra sonra suladıkça kartonun kenarları belirmeye başladı. İzlediğim videolarda da bu çiçeklerin böyle satıldığını, yetiştiği toprağın ortamın yetersiz olduğunu öğrendim. Tabi ki gönlüm el vermedi ve hemen toprağından

Bana Garip Gelmişti

Evet bana garip gelen bir olay bu. Evde yetiştirdiğim bitkilerden biri olan medinilla çok harikaydı. Pembe kocaman sarkan çiçekleri olan bu bitki. Yemyeşil yapraklarıyla gelen misafirleri büyülemişti. Yaz vakti gelince de balkona yerleştirdim onu. Sonrasında üzerinde pamukçuk gibi bir örtü oluşmaya başladı. İçeri aldım yıkadım ilaçladım ne yaptıysan o kumsu pamuksu böceklerden kurtulamadım. Evet çok garip bir yaratıktı bu. Beyaz bit gibi oval şekilli çok bacaklı. Böcekti işte. Bitkileri sarmasından korktum ve medinillayı yapraklarını keserek, çelikleme yöntemiyle çoğaltıp temizlemeye karar verdim. Kestiğim dalları yıkadım suya koydum asıl bitkiyi de ilaca bogup balkona yerleştirdim. Sadece iki dalı topraktan gözüken o eski halinden eser kalmamış bir bitkiydi artık. Kestiğim yapraklar da uzun süre sağlıklı bir şekilde suyun içinde köklenmeyi bekliyorlardı. Bir gün kontrollerim sırasında gördüklerim beni aşırı sinirlendirdi. O beyaz koca kafa bana yaprağın üzerinden bakıyordu. "

Kimseye Etme Şikayet! Ağla İstikbaline !!!

Konuya gelelim mi? Şikayet etmenin zararları var ya da yok. Ama bulunduğun saçmalık durumunu kabul etmek kadar acı veren bir şey olmasa gerek. Tamam belki buna siz şikayet etmek demiyorsunuz. "Bulunduğunuz durumu en iyi hale getirmek için elimizden geleni yapmak gerek" diyorsunuz. şikâyet .–./ ad 1. hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma. eş anlamlısı: yakınma 2. sızlanmak, yakınmak. Sızlanmak diyor yakınmak diyor sözlük. Nesi kötü yakınmanın. Belki de başka yapacak elimizden gelen yok. Biz de yakınıyoruz. Ben de demiyorum "yakınalım, acı çekelim, acındıralım". Ama oldugumuz durumu iyiye götürecekse bence faydalı bile olabilir. Ayrıca bazımız ve hatta ben bizzat ilk okuduğumda "şikayet etmeyin yoksa hasta olursunuz" konulu yazıyı, kafamda karmaşalar oluştu. "Bunu yazan adam bizi sıcak suya konmuş kurbağa mı sanıyor" dedim kendime. Amacı bu değildi açıkca. Ama bir an düşündüm dün otobüs hattı ile ilgili şikayetimi b