Olumlu düşünmeye zorlaması insanın kendisini çok yanlış. Ağlamak istiyorsan ağlamalısın, nefret etmek istiyorsan nefret etmelisin. Ama bu da bizi doğruya yöneltmiyor. Sadece "Dark side"da zaman kaybı. En güzeli sakinleşmek nefret gibi negatif duyguları kısa kesmek. Zor tabi dediğim gibi....
Ne yapacağız bu konuda? Bu güzel soru için teşekkür ediyorum kendime. Oturalım bir arkamıza yaslanalım olumsuz hissettiğimizde. Yavaş derin nefesler alalım. Meditasyon hatta iyi olabilir. Sonra kendimizi bir plajda bir ormanda bir mutlu mekanda hayal edelim. Durumdan uzaklaşalım. Bir de o düşündüğümüz konu ne idiyse onu değil başka bir şeyi düşleyelim. Beyni meşgul etmek yani. Bir kedi videosu olur bir müzik klibi olur size ne ilgi çekici gelecekse, onu açalım izleyelim ve konudan uzaklaşalım....
Olumlu düşünmek olmuyor bu tabi konuda uzaklaşma süreci.
Peki olumlu düşünmeye nasıl yöneleceğiz? O da zor(işte bunların hepsi dark side). Mutlu hissedeceğimiz küçük de olsa bir şey yapılabilir. Dondurma yemek gibi. Mutlu hisler tıpkı peter panın uçarken hissettiği gibi. Mutlu anılar. Kusura bakmayın şuan aklıma mutlu anı örneği gelmiyor. Ama ana fikri kaptınız biliyorum.
Gerçeklerden kaçmak mı bu? Pek sayılmaz. Gerçekleri hatırlayıp mutlu oluyoruz sonuçta. Gerçekleri görüp bi an olumsuz şeyler hissediyoruz ama mutluluk da bir o kadar gerçek ve bir o kadar da güçlü.
Ekşi sözlükte mutluluk ile ilgili bir yorum vardı. "Mutluluk var mıydı yok muydu?"... Belki farkına varmamız gereken aslında mutluluğun hisler ve anılar bütünü oluşu. Sonra bu paketi mutluluk olarak adlandırmışız. Belki de var denemez. Ama bu artık bir sosyolojik tez konusu kıvamında. Karışmayacağım kısacası. İşte o paketin içeriği tümden gelecek aklınıza anılarınızla. Gerçekleri göreceksiniz. Kendinizi hırpalamanız son bulacak.
Yani mesele olumlu olmak olmamak değil. Kendimizi hırpalamamak. Zamana yazık etmemek. Sonra hamazanallah hasta felan oluruz. Kim bakar o zaman bize?
Şimdilik öpüyorum gençler... Bu konu üzerine yazmaya devam.
Ne yapacağız bu konuda? Bu güzel soru için teşekkür ediyorum kendime. Oturalım bir arkamıza yaslanalım olumsuz hissettiğimizde. Yavaş derin nefesler alalım. Meditasyon hatta iyi olabilir. Sonra kendimizi bir plajda bir ormanda bir mutlu mekanda hayal edelim. Durumdan uzaklaşalım. Bir de o düşündüğümüz konu ne idiyse onu değil başka bir şeyi düşleyelim. Beyni meşgul etmek yani. Bir kedi videosu olur bir müzik klibi olur size ne ilgi çekici gelecekse, onu açalım izleyelim ve konudan uzaklaşalım....
Olumlu düşünmek olmuyor bu tabi konuda uzaklaşma süreci.
Peki olumlu düşünmeye nasıl yöneleceğiz? O da zor(işte bunların hepsi dark side). Mutlu hissedeceğimiz küçük de olsa bir şey yapılabilir. Dondurma yemek gibi. Mutlu hisler tıpkı peter panın uçarken hissettiği gibi. Mutlu anılar. Kusura bakmayın şuan aklıma mutlu anı örneği gelmiyor. Ama ana fikri kaptınız biliyorum.
Gerçeklerden kaçmak mı bu? Pek sayılmaz. Gerçekleri hatırlayıp mutlu oluyoruz sonuçta. Gerçekleri görüp bi an olumsuz şeyler hissediyoruz ama mutluluk da bir o kadar gerçek ve bir o kadar da güçlü.
Ekşi sözlükte mutluluk ile ilgili bir yorum vardı. "Mutluluk var mıydı yok muydu?"... Belki farkına varmamız gereken aslında mutluluğun hisler ve anılar bütünü oluşu. Sonra bu paketi mutluluk olarak adlandırmışız. Belki de var denemez. Ama bu artık bir sosyolojik tez konusu kıvamında. Karışmayacağım kısacası. İşte o paketin içeriği tümden gelecek aklınıza anılarınızla. Gerçekleri göreceksiniz. Kendinizi hırpalamanız son bulacak.
Yani mesele olumlu olmak olmamak değil. Kendimizi hırpalamamak. Zamana yazık etmemek. Sonra hamazanallah hasta felan oluruz. Kim bakar o zaman bize?
Şimdilik öpüyorum gençler... Bu konu üzerine yazmaya devam.
Comments