Skip to main content

Olumlu Düşünme Dersi 4 - Hayaller!

Evet hayaller! Hayal kurmak.... Bir yöntem gençler. "Kendini kandırmak"? Hayır "hayal kurmak" ve "kendini kandırmak" çok uzak kavramlar. O da ayrı bir yöntem ama tavsiye etmiyorum sizlere. Sonuçları acı olur deneyebilirsiniz de tabi. Size dikkatli olmanızı tavsiye eder. Hayatta başarılar dilerim, kendinizi kandırmayı tercih ediyorsanız.

Hayallerinizi bu konuma indirgemeyiniz sakın.

Kendinizi bir plajda hayal edebilirsiniz, bir eğlencede, ya da sınavınızı başarıyla geçtiğinizi, ya da çok uzak ihtimallerin gerçek oldugunu kendiniz için. Bunun bir sakıncası yoktur. Kendinizi rahatlatıp beyninizin odagını değiştirirsiniz. Şuan hayatımızın parçası olan, bir çok icat  hayallerden doğmuştur. Hergün bıkmadan tekrar tekrar dinlediğimiz o şarkı var ya o da hayallerden başlamıştı yoluna. Yani hayallerinize bir şans verin.

Beni kızdırmayın :)

Peki bunun olumlu düşünmeyle ilişkisi nedir? Olumlu düşünmek, hayallere bir şans vermek size A noktasından B noktasına götürecek enerjiyi verecek iki yöntemdir.... İkisini bir arada değerlendirdiğinizde göreceğimiz farklar kutup ışıklarını izlemek gibidir. Ne kadar inanılmaz ise de vardır bu ışıklar.

Lo Cero hayal dünyasındasın neyin kafasındasın diosunuz di mi? Valla bişi içmedim. Yazdıklarımı bir düşünün. Ne kadar mantıksız? Bakınn! Kendimden ara ara ben de şüphe ediyorum. Ama negatife düşsem de gene de bir kaç yöntemle sağlıklı düşünmeye başlıyorum.

Tamam sakinleştim. Neydi dalgalar, sıcak kumlar, kutup ışıkları.... Ommmommm.


Comments

Popular posts from this blog

Çiçeklerle ilgili yazılara devam: Bana garip gelmişti 2....

Bitkileri ilk edindiğimizde. Hatta belli dükkanlardan satın aldığımızda muhteşem görünüp bir kaç ayda ne yaparsak yapalım kurumaya yüz tutuyorlar. Bunun sebebini de çözdüm arkadaşlar. Aldığımız çiçekler topluca üretiliyor. Karton gibi küçük bir saksıda çelikten yetiştiriliyorlar genelde. Ama ilk bakışta biz bunu göremiyoruz. Getirip yerine yerleştirip gerektiği anlarda suluyoruz. Olması gerektiği gibi. Fakat aklımıza toprağını değiştirmek belki hiç gelmiyor. Ben genelde alır almaz değiştiririm. Ama bazılarını da öylece bıraktığım olur. Bir begonya almıştım vaktinde belediyenin dükkanından. Görseniz o kadar minnoş bişiydi ki. Zaman geçtikçe büyüyemedi yaprakları kurudu. Ben de onu direkt başka toprağa yerleştirdim ama bu kartonun varlığını o an düşünmemiştim bile. Sonra sonra suladıkça kartonun kenarları belirmeye başladı. İzlediğim videolarda da bu çiçeklerin böyle satıldığını, yetiştiği toprağın ortamın yetersiz olduğunu öğrendim. Tabi ki gönlüm el vermedi ve hemen toprağından

Kimseye Etme Şikayet! Ağla İstikbaline !!!

Konuya gelelim mi? Şikayet etmenin zararları var ya da yok. Ama bulunduğun saçmalık durumunu kabul etmek kadar acı veren bir şey olmasa gerek. Tamam belki buna siz şikayet etmek demiyorsunuz. "Bulunduğunuz durumu en iyi hale getirmek için elimizden geleni yapmak gerek" diyorsunuz. şikâyet .–./ ad 1. hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma. eş anlamlısı: yakınma 2. sızlanmak, yakınmak. Sızlanmak diyor yakınmak diyor sözlük. Nesi kötü yakınmanın. Belki de başka yapacak elimizden gelen yok. Biz de yakınıyoruz. Ben de demiyorum "yakınalım, acı çekelim, acındıralım". Ama oldugumuz durumu iyiye götürecekse bence faydalı bile olabilir. Ayrıca bazımız ve hatta ben bizzat ilk okuduğumda "şikayet etmeyin yoksa hasta olursunuz" konulu yazıyı, kafamda karmaşalar oluştu. "Bunu yazan adam bizi sıcak suya konmuş kurbağa mı sanıyor" dedim kendime. Amacı bu değildi açıkca. Ama bir an düşündüm dün otobüs hattı ile ilgili şikayetimi b

Olumlu düşünme dersi 3- control your mind sir!

Beynimize pıtpıt vurup gazını aliciiz. Şu şekil; mutlu edecek şeyleri düşündük, yaptık hatta, hatta minnettar olduk, çok güzel çok tatlı pamuk gibi olmadık mı? Güzel müzikler dinleyerek, kedi vidyoları izleyerek, kendimizi kızgın kumlardan serin sulara atarak, çılgınca dansederek, bunu çok da kolay başarabiliriz. Sadece neden mutsuz oldugumuzun önemi olmadıgını anlamak gerek.  Önemli olan o an var oldugumuzu, hayatta oldugumuzu, sahip oldugumuz güzel şeyleri, düşünerek kendimizi gerçeğe döndürmemiz. Gerçek neydi? Gerçekler bizim için o an o saniye düşündüklerimizden ibaret. Masada otururken karşıya bakıp gördüğümüz su bardağı kadar gerçek. Aslında anlaşıldığı üzre hiç bir şeyi kontrol etmiyoruz. Var olan durumun farkına varıyoruz. Cebinizde yeterince paranız var mı? Sağlığınız yerinde mi? Sevdikleriniz etrafınızda mı? Ve benzeri şeylere dikkatimizi çekeceğiz... Olay bu.  Kontrol felan yok yani sizi kandırdım.  Hahha... Tamam tamam bu gün az yazdım hadi bakalım. Görü