Skip to main content

Olumlu Düşünme Dersi 5 - Farkındalık -SON

Dostlar ve dost kalanlar :) 4 adet yazımında özünde aynı oldugunu görmüşsünüzdür.  Multu olmak için gerçeklerin farkına varmak ....


Özeti bu yani....


Nasıl farkına varacağımız açık ve net. Gözlerimizle ve diğer bütün duyularımızla hayatımızdaki gerçekleri kabullenip. İyi ve güzel olan ne varsa farkına varmamız gerekiyor. Bu en elzemi.

Farkına varın. Eğlenceli bir şarkı dinlerken kalbinizin nasıl hızlandığının, sevdiğiniz biriyle konuşurken nasıl ısındıgının, sağlıklı oldugunuzun, farkına varın.

Sonra isteklerimizin bizi nerelere getirdiğinin farkına varın. İsteklerimiz bize hayatı zindan da edebilir. Ama istemekten çekinmeyiz. Çekinmemeliyiz. Uzun bir tatile mi ihtiyacınız var. İsteyin bunu. Bekleyin. Listeler yapın tatilinizle ilgili. Gözünüzün önünde imiş gibi o kumsal, deniz kokusunu içinize çekin.  İsteklerinizin sizi perişan etmesini değil memnun etmesini sağlayın. O günler gelecek zaten. Kaygılanmayın.


Kısacası sakin olun. Kaygılarınız yersiz. Hayır belki çok içinden çıkılmaz bir imkansızlık içindesiniz. Ama şuan nefes alıyorsunuz. Aklınız yerinde(bu çok onemli bi nokta), düşünüyor, uygulayabiliyor, düşleyebiliyorsunuz (en önemlisi).

Sizi seven insanlar var.... Birinci ben :)
Öptüm gençler ... Şimdilik bu konuya noktayı böyle koyuyorum. Hatbay....

Comments

Popular posts from this blog

Çiçeklerle ilgili yazılara devam: Bana garip gelmişti 2....

Bitkileri ilk edindiğimizde. Hatta belli dükkanlardan satın aldığımızda muhteşem görünüp bir kaç ayda ne yaparsak yapalım kurumaya yüz tutuyorlar. Bunun sebebini de çözdüm arkadaşlar. Aldığımız çiçekler topluca üretiliyor. Karton gibi küçük bir saksıda çelikten yetiştiriliyorlar genelde. Ama ilk bakışta biz bunu göremiyoruz. Getirip yerine yerleştirip gerektiği anlarda suluyoruz. Olması gerektiği gibi. Fakat aklımıza toprağını değiştirmek belki hiç gelmiyor. Ben genelde alır almaz değiştiririm. Ama bazılarını da öylece bıraktığım olur. Bir begonya almıştım vaktinde belediyenin dükkanından. Görseniz o kadar minnoş bişiydi ki. Zaman geçtikçe büyüyemedi yaprakları kurudu. Ben de onu direkt başka toprağa yerleştirdim ama bu kartonun varlığını o an düşünmemiştim bile. Sonra sonra suladıkça kartonun kenarları belirmeye başladı. İzlediğim videolarda da bu çiçeklerin böyle satıldığını, yetiştiği toprağın ortamın yetersiz olduğunu öğrendim. Tabi ki gönlüm el vermedi ve hemen toprağından

Kimseye Etme Şikayet! Ağla İstikbaline !!!

Konuya gelelim mi? Şikayet etmenin zararları var ya da yok. Ama bulunduğun saçmalık durumunu kabul etmek kadar acı veren bir şey olmasa gerek. Tamam belki buna siz şikayet etmek demiyorsunuz. "Bulunduğunuz durumu en iyi hale getirmek için elimizden geleni yapmak gerek" diyorsunuz. şikâyet .–./ ad 1. hoşnutsuzluk belirten söz ya da yazı, sızlanma. eş anlamlısı: yakınma 2. sızlanmak, yakınmak. Sızlanmak diyor yakınmak diyor sözlük. Nesi kötü yakınmanın. Belki de başka yapacak elimizden gelen yok. Biz de yakınıyoruz. Ben de demiyorum "yakınalım, acı çekelim, acındıralım". Ama oldugumuz durumu iyiye götürecekse bence faydalı bile olabilir. Ayrıca bazımız ve hatta ben bizzat ilk okuduğumda "şikayet etmeyin yoksa hasta olursunuz" konulu yazıyı, kafamda karmaşalar oluştu. "Bunu yazan adam bizi sıcak suya konmuş kurbağa mı sanıyor" dedim kendime. Amacı bu değildi açıkca. Ama bir an düşündüm dün otobüs hattı ile ilgili şikayetimi b

Olumlu düşünme dersi 3- control your mind sir!

Beynimize pıtpıt vurup gazını aliciiz. Şu şekil; mutlu edecek şeyleri düşündük, yaptık hatta, hatta minnettar olduk, çok güzel çok tatlı pamuk gibi olmadık mı? Güzel müzikler dinleyerek, kedi vidyoları izleyerek, kendimizi kızgın kumlardan serin sulara atarak, çılgınca dansederek, bunu çok da kolay başarabiliriz. Sadece neden mutsuz oldugumuzun önemi olmadıgını anlamak gerek.  Önemli olan o an var oldugumuzu, hayatta oldugumuzu, sahip oldugumuz güzel şeyleri, düşünerek kendimizi gerçeğe döndürmemiz. Gerçek neydi? Gerçekler bizim için o an o saniye düşündüklerimizden ibaret. Masada otururken karşıya bakıp gördüğümüz su bardağı kadar gerçek. Aslında anlaşıldığı üzre hiç bir şeyi kontrol etmiyoruz. Var olan durumun farkına varıyoruz. Cebinizde yeterince paranız var mı? Sağlığınız yerinde mi? Sevdikleriniz etrafınızda mı? Ve benzeri şeylere dikkatimizi çekeceğiz... Olay bu.  Kontrol felan yok yani sizi kandırdım.  Hahha... Tamam tamam bu gün az yazdım hadi bakalım. Görü