Çok kıskancım biliyorum. Şimdi yeni yetme oyuncuların kariyerlerine göz gezdirirken "ulen bunlardan biri olmak vardı yaa" diye diye hayıflandım. Neden olamadım? Bilinmiyor.
Bir sürü arkadaşım büyüdü adam oldu ben de rüzgarın beni savurduğu yerlerdeyim. İyi veya kötü onların yaşamlarına dışarıdan bakınca kıskançlık bana külfet oluyor. Durduramıyorum bu hissi.
Şimdinin modası "Gıybet" kelimesinin tam anlamını yaşıyorum. Bir şeylere başlıyorum ve başarısız oldugumu düşünüp yol alıyorum. Yalnız karşımdaki insanları da kendim kadar suçluyorum. Benim için zor parametreler bunlar. Sevilmediğimi istenmediğimi hissettiren şeyler. Pek takılmıyorum da aslında. Bilmiyorum da.
Bitkileri ilk edindiğimizde. Hatta belli dükkanlardan satın aldığımızda muhteşem görünüp bir kaç ayda ne yaparsak yapalım kurumaya yüz tutuyorlar. Bunun sebebini de çözdüm arkadaşlar. Aldığımız çiçekler topluca üretiliyor. Karton gibi küçük bir saksıda çelikten yetiştiriliyorlar genelde. Ama ilk bakışta biz bunu göremiyoruz. Getirip yerine yerleştirip gerektiği anlarda suluyoruz. Olması gerektiği gibi. Fakat aklımıza toprağını değiştirmek belki hiç gelmiyor. Ben genelde alır almaz değiştiririm. Ama bazılarını da öylece bıraktığım olur. Bir begonya almıştım vaktinde belediyenin dükkanından. Görseniz o kadar minnoş bişiydi ki. Zaman geçtikçe büyüyemedi yaprakları kurudu. Ben de onu direkt başka toprağa yerleştirdim ama bu kartonun varlığını o an düşünmemiştim bile. Sonra sonra suladıkça kartonun kenarları belirmeye başladı. İzlediğim videolarda da bu çiçeklerin böyle satıldığını, yetiştiği toprağın ortamın yetersiz olduğunu öğrendim. Tabi ki gönlüm el vermedi ve hemen toprağından
Comments